Toksinler; hücrelere zarar veren mikroorganizmaların salgıladıkları birtakım zehirli maddelerdir. Güçlü bir zehir olan bu toksinler canlıların hastalanmasına ve ölümüne neden olmaktadır. Vücudumuz kendi ürettiği antioksidan ile normal metabolizma süreçleri sonucu oluşan toksinleri; terleme, idrar, dışkı ve solunum bir kısmından kendini korurken vücutta kalan toksinlerden ise egzersiz ve aldığımız doğal takviyelerde koruruz.
Antioksidanlar vücudumuzda toksin vb. zehirli maddelere karşı doğal koruyuculardır. Antioksidanları, vücudumuz üretebildiği gibi besin yoluyla da dışarıdan takviye alabiliriz. Vücudumuzu besin, mineral, vitamin ve koenzim Q takviyeleri ile antioksidan bakımından destekleriz. Antioksidanlar canlı hücre çeperine yapışarak yaşamını devam ettiren, hücreleri tahrip edip dna larını bozan ve öldüren toksinlere karsı savunma kalkanımız olur. Antioksidanlar çepere yapışmış olan toksinlere karşı bileşenlerinde bulunan ve toksinleri parçalayan enzimler ile hücreleri toksinlerden ayırır. Hücrelerden ayrılan toksinler parçalanarak böbreklerde emilime uğrarlar. Buradan idrar ve dışkı ile vücut dışına atılırlar. Bu nedenle vücudumuzun ürettiği antioksidanlar yetersiz kaldıklarında dışarıdan doğal veya tıbbi olarak antioksidan takviyesi yapmamız gerekir. Antioksidan bakımından zengin yiyecekler olan Domates, sarımsak, brokoli, ıspanak, havuç, bezelye, biberler gibi sebzeleri pişirmeden yememiz gerekir. Pişirilen sebze okside olacağı için antioksidan özelliğini kaybedecektir. Bu sebzeleri günlük, mevsiminde ve yeterli miktarda her insanın mutlaka tüketmesi gerekmektedir.
Bu saydığımız besin takviyeleri ile vücudumuzu antioksidan ile beslemiş olurken toksinleri de vücudumuzdan atarak vücudumuzu toksinlerden temizlemiş oluruz. Toksinlerden temizlenmiş bir vücut daha uzun ömürlü ve daha sağlıklı yaşamamız demektir.
